ALANYA

Güneşin Gülümsediği Yer...

Dünyanın en uzun ikinci sahil şeridi, ince kumu ve temiz sularıyla Akdeniz rüya gibi tarihi ve kültürel zenginliği sayesinde bağımlılık yaratacak!

Alanya, her damak tadına hitap eden renkli ve kaliteli restoranları ve barlarıyla ve doğal parklarının temiz havasıyla sizlere göz alıcı güzellikler sunmaktadır. Alanya, Akdeniz’deki en fazla yatak kapasitesiyle uluslararası bir turizm merkezidir. Şehir merkezi, 100 binden fazla nüfusu ve 110 binden fazla turist kapasitesiyle şehirden çok bir tatil köyüne benzemektedir ve ekonomisi tamamen turizme bağlıdır. Bu açıdan, sadece konaklama için değil aynı zamanda yemek, eğlence ve kumsal açısından da şehirde birçok seçenek bulunmaktadır. Beş yıldızlı turizm otellerinden tatil köylerine ve pansiyonlara kadar çok farklı konaklama alternatifleri bulunmaktadır. Alanya’da herhangi bir turizm tesisinden deniz kenarına gitmek yaklaşık 10 dakikanızı alacaktır. Turizm günlük hayatın bir parçası olduğu için sokakta plaj kıyafetleriyle dolaşan insanları görmek mümkündür. İşte bu nedenle Alanya büyük bir tatil köyü gibidir.

ALANYA KALESİ

Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulan Alanya Kalesi, denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerindedir... Kandeleri adıyla da bilinen Alanya yarımadasındaki yerleşim, Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13. yüzyıl Selçuklu eseridir. Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Kalenin 83 kulesi ve 140 burcu vardır. Ortaçağda surların içine yerleşmiş kentin su gereksinimi sağlamak üzere 400’e yakın sarnıç yapılmıştır. Sarnıçların bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır. Surlar, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcu’nu inerek Tophane ve Tersane’yi geçip Kızılkule’de son bulacak şekilde inşa edilmiştir. Yarımadanın zirvesinde açık alan müzesi olarak değerlendirilen içkale bulunmaktadır. Sultan Alaaddin Keykubat sarayını burada yaptırmıştır... Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir. Ahşap ve kagir tarihi evlerin önünde tahta tezgahlarda ipek ve pamuklu dokuma yapılmakta, değişik figürlerde su kabakları boyanmakta, küçük bahçelerde otantik yemek servisi verilmektedir. Ayrıca kaleye çıkan yol üzerinde ve limana egemen yamaçlarında restoran ve kafeteryalar vardır. Kale taşıt trafiğine açıktır. Yürüyerek ise yaklaşık 1 saatte çıkılabilir.

KIZILKULE

Limandadır. Kentin sembolü olan sekizgen planlı yapı 13. yüzyıl Selçuklu eseridir. 1226 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Sinop Kalesi’ni yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani’ye yaptırılmıştır. İnşaat sırasında belli bir yükseklikten sonra taş blokları kaldırmak güç olduğu için üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmış ve bu nedenle Kızılkule adını almıştır. Kule duvarlarında antik çağdan kalma mermer bloklar görülmektedir. Sekizgen planlı ve her bir duvarı 12.5 metre genişliğinde olan kulenin yüksekliği 33 metre, çapı 29 metredir. İçinde zemin dahil beş kat vardır. Kulenin üstüne yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır. Kulenin tepeden aldığı güneş ışığı birinci kata kadar ulaşır. Kulenin ortasında bir sarnıç bulunur. Kule denizden gelecek saldırılara karşı limanı ve tersaneyi korumak amacıyla yapılmış ve yüzyıllar boyunca askeri amaçla kullanılmıştır. 1950’li yıllarda onarılan kule 1979 yılında ziyarete açılarak birinci katı Etnoğrafya Müzesi’ne dönüştürülmüştür.

TERSANE

Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kenti almasından altı yıl sonra Kızılkule’nin yakınında 1227’de yapımına başlanmış ve bir yılda bitirilmiştir. Kemerli beş gözden oluşan tersanenin denize bakan cephesi 56.5 metre, derinliği 44 metredir. Tersane için seçilen yer, gün ışığından en fazla yararlanılacak şekilde planlanmıştır. Tersanenin giriş kapısındaki yazıt, Sultan Keykubat’ın armasını taşır ve rozetlerle süslüdür. Alanya Tersanesi, Selçukluların Akdeniz’deki ilk tersanesidir. Daha önce Karadeniz’de Sinop Tersanesini yaptıran Alaaddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile “iki denizin sultanı” unvanını almıştır. Tersanenin bir yanında mescit öteki yanında muhafız odası bulunur. Gözlerden birinde de zaman içinde körlenmiş bir kuyu vardır. Denizden teknelerle ya da Kızılkule’nin yanındaki surlardan yürüyerek ulaşılan Tersane’ye giriş ücretsizdir.

TOPHANE

Tersane’nin bitişiğinde denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayaya tersaneyi korumak amacıyla yapılan Tophane vardır. 1227 yılında kesme taştan inşa edilen üç katlı ve dikdörtgen planlı yapıda aynı zamanda savaş gemileri için top döküldüğü bilinmektedir. Tersane ve Tophane’nin Kültür Bakanlığı ve Alanya Belediyesi tarafından bir Denizcilik Müzesi’ne dönüştürülmesi için çalışmalar sürmektedir.

ALANYA’NIN İKLİMİ VE HAVA SICAKLIĞI

Buna göre ilçemizde tipik bir Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Bu iklimin özelliği, kışlarının yağışlı ve nemli,yazlarının ise kurak ve sıcak oluşudur. Ayrıca bulunduğu yer itibariyle de diğer yörelerden farklı bir özellik taşımaktadır ilçemizin doğu, kuzey ve batısının yüksek dağlarla çevrili olması ve bu üç ana yönden gelen rüzgarların bu dağlar tarafından kırılması; Dünya'nın dört bir yanında yetişen bitkilerin çok sevdiği bir yer olmasına yol açmıştır.Tarih ve Tabiat cenneti Alanya' mızın bütün dünya insanlığının büyük ilgisini çekişindeki önemli faktörlerden birisi de ikliminin özelliğidir.Uzun yıllara yayılmış iklim verilerine bakıldığın-da, bir yıllık ortalama hava sıcaklığının 19 olduğu görülür. Yine yıllık ortalamalara bakıldığında, en sıcak ayın 27 derece ile Ağustos, en soğuk ayın ise 12 derece ile Ocak ayıdır..